Lojistik Depolama belirli nokta veya noktalardan gelen ürünlerin teslim alınıp, belirli bir süre korunup, belirli nokta veya noktalara gönderilmek üzere hazırlanmasıdır. Lojistik Depolama süresinin uzunluğu depoları farklılaştırır. Depolama süresinin uzun olduğu yerlere depo denirken, süre kısaldıkça bu yerlere Dağıtım Merkezi (Distribution Centre), daha da kısaldıkça aktarma merkezi (Transfer Centre – Hub) denir. Lojistik Depolama esas olarak kontrol, teslim alma, yerleştirme, sayım, toplama, kontrol ve gönderme faaliyetlerini kapsar.
Lojistik hizmet yönetiminde yaşanan gelişmeler, Lojistik Depolama hizmetlerin etkin ve kesintisiz gerçekleşmesine duyulan ihtiyacı artırmıştır. Bu durum sürekli ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilecek olan dağıtım ağının işleyişine bağlı olmaktadır. Kapıdan kapıya teslimatların gerçekleştirildiği günümüz lojistik anlayışında ara noktalar olan dağıtım merkezleri ve depolarda, malların güvenli bir şekilde saklanması, istiflenmesi, ambalajlanması ve kalite kontrolünün gerçekleştirilmesi gibi önemli lojistik faaliyetler gerçekleştirilmektedir.Günümüz modern lojistik yönetimi anlayışı içerisinde giderek önemini hissettiren konuların başında Lojistik Depolama hizmetleri gelmektedir. Taşınması gereken eşya ve ürünlerin belirli merkezlerde depolanması lojistik faaliyetlerinin etkinlik ve verimliliğini artırmaktadır.Ülkemiz’de lojistik sektöründe faaliyet gösteren firmaların sahip oldukları depo oranı %80 dolaylarında. Gümrüksüz depoların %63 gümrüklü depolarında %70 ortalamalarında doluluk oranına sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bu oranlar lojistik firmalarının taşımacılık ve dağıtım kaleminden sonra ki en büyük maliyetini içeren depoların, tam kapasite kullanılmadığını gösteriyor. Modern Lojistik Depolama, depoculuk anlayışının benimsenmemesinden kaynaklanan bu durum firmalar adına ciddi zararlar doğurabilmektedir.
Lojistik depolama yapmadan önce kapsamlı bir şekilde fizibilite çalışmaları yapılmalı ve doluluk oranları üzerinde durulmalıdır.